Okyanusun derinliklerinde gizemli “kayıp dünyalar” keşfedildi!
Bilim insanları, Büyük Okyanus’un altında ve kıtaların içinde açıklanamayan yapılar keşfetti. Tektonik levhaların çarpıştığı ve birinin diğerinin altına girdiği bu bölgelerde, Dünya’nın mantosunda daha önce hiç gözlemlenmemiş “yitim zonları” bulundu…
Yayınlanma:12 Ocak 2025 - 08:35
Güncelleme:12 Ocak 2025 - 08:35
2 views
Bilim insanları, Büyük Okyanus’un altında ve kıtaların içinde açıklanamayan yapılar keşfetti. Tektonik levhaların çarpıştığı ve birinin diğerinin altına girdiği bu bölgelerde, Dünya’nın mantosunda daha önce hiç gözlemlenmemiş “yitim zonları” bulundu. Ancak, bu yapıların tam olarak ne oldukları gizemini koruyor.
Bilim insanları, Büyük Okyanus’un altında ve kıtaların derinliklerinde, önceki araştırmalarda keşfedilmemiş gizemli yapılar ve yitim zonları tespit etti.
*Yitim zonu, tektonik levhaların birbiriyle etkileşime girdiği ve bir levhanın diğerinin altına doğru sürüklendiği bölgelere verilen isimdir.
Dünya’nın mantosuna dair bilgilere ulaşmak için genellikle sadece deprem dalgalarının hızları kullanılıyordu. Ancak ETH Zürih ve Caltech’ten araştırmacılar, tüm sismik dalgaları analiz ederek çok daha kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi.
Çalışmanın bulguları, Scientific Reports dergisinde yayımlandı.
Gizemli “Kayıp Dünyalar”Ekip, bu yeni modelle “kayıp dünyalar” olarak adlandırdıkları yapıları keşfetti. İlginç bir şekilde, bu yapılar, tektonik levhaların hareket etmediği yerlerde de bulundu. Yitim zonlarının okyanus tabanlarının altında ve kıtalar içinde yer aldığı ortaya çıktı.
Çalışmaya dair bir açıklama yapan ETH Zürih’ten Andreas Fichtner, bulguları bir doktora benzeterek şu şekilde ifade etti: “Yıllarca ultrasonla kan dolaşımını inceleyen bir doktorun, yeni bir muayene aracıyla beklemediği bir atardamarı keşfetmesi gibi bir şey.” Bu benzetme, araştırmacıların karşılaştığı şaşkınlığı ve heyecanı yansıtıyor.
Araştırmacılar, özellikle Büyük Okyanus’un altındaki yitim zonlarını ilginç buluyor. Jeolojik açıdan, bu bölgede yitim zonlarının yakın geçmişte oluşmasının imkansız olduğu düşünülüyor. Bununla birlikte, bu anomalilerin içeriği hakkında hala net bir bilgi bulunmuyor. Yapılar, çevredeki kayalardan daha soğuk ve farklı bir bileşime sahip olabilir.
Schouten, bu yapıları eski ve yeni malzemelerin birleşimi olarak açıklıyor. Bu yapılar, 4 milyar yıl önce oluşmuş silika bakımından zengin eski malzemeler veya manto hareketlerinin sonucu olarak biriken demir bakımından zengin kayalar olabilir.Araştırmacılar, sismik dalgaların daha detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiğini vurguluyor.